İman edip salih amellerde bulunanlar, Biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah’ın gerçek olan vaadidir. Allah’tan daha doğru sözlü kim vardır? (Nisa Suresi, 122)
Cennette sadece güzel bahçelerin yer aldığını düşünmek son derece yanlış bir bakış açısı olur. Herşeyden önce, insan orada en güzel biçimde yeni bir yaratılışla yaratılmıştır ve sonsuz nimetler içerisindedir. Ayrıca, cennet bütün duyuların çok daha keskin olduğu, herşeyden çok fazla zevk alınan bir ortamdır. Dünyada çok kısa süren zevkler orada sonsuzdur. Allah dünyadaki nimetleri bir örnek olarak yaratmıştır. Asılları ise cennettedir. Oradaki nimetlere kavuşunca, insan dünyadaki nimetlerle benzerliklerini fark edecektir ama artık bu nimetler çok daha mükemmel ve tükenmez bir haldedir. Bunların yanı sıra, bedensel kusurların hiçbiri cennette yaratılmaz. Herkes çok güzeldir. Çok güzel bir şekilde yaratılmış olan insanın artık fiziksel yönden eksiklikleri de yoktur. Örneğin terlemez, kötü kokmaz, tuvalet ihtiyacı olmaz, hastalanmaz. Acıktığı ya da vücudunun ihtiyacı olduğu için değil, sadece zevk için yer. Bu nimetler için çalışması gerekmez. Orada arzuladığı ve aklına hayaline gelmeyecek her tür eğlence, muhteşem bir mimari ve teknoloji, mükemmel ve kusursuz bir düzen vardır.
Dünyada eksik olan ve özlemi duyulan bütün hareket ve tavırlar cennette tamdır. Allah’ın emrettiği güzel ahlak orada tam olarak yaşanır. Orada gıybet, iftira, çekiştirme, küfür, yalan, riya, haset, kibir, sadakatsizlik ve kin yoktur. Selam, esenlik ve Allah’ın rızası vardır. Kuran’da cennetin tarif edildiği ayetlerden bazıları şöyledir:
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. (Fatır Suresi, 33)
Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, ‘sevinç ve mutluluk dolu’ bir meşguliyet içindedirler. Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır. Çok esirgeyen Rabb’dan onlara bir de sözlü “Selam” (vardır). (Yasin Suresi, 55-58)
Nimetlerle donatılmış (naim) cennetlerde. Birbirlerine karşı, tahtlar üzerinde (otururlar). Kaynaktan (doldurulmuş) kadehlerle çevrelerinde dolaşılır. Bembeyaz; içenlere lezzet (veren bir içki). Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir. Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır. Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz). (Saffat Suresi, 43-49)
Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız. (Zuhruf Suresi, 71)
Ayetlerde de tarif edildiği gibi cennet, insanın hayal bile edemeyeceği güzelliklerin ve nefsin arzu ettiği herşeyin mükemmel bir şekilde yaratıldığı, sonsuz esenlik yurdudur. Ancak, yine Kuran’da bildirildiği gibi cennet sadece iman edip, salih amellerde bulunanlar için hazırlanmıştır. Bunun açıkça bildirildiği ayetlerden bazıları şöyledir:
İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, ‘ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe’ sokacağız. (Nisa Suresi, 57)
İman edip salih amellerde bulunanlar ve ‘Rablerine kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar’, işte bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır. (Hud Suresi, 23)
Kuran ayetlerindeki cennet tasvirlerini bilip tefekkür etmek gafletin dağılması ve dünya hırsının yok olması açısından son derece etkilidir. Samimi bir şekilde yapılacak ciddi bir tefekkür, cennetin dünyadaki hiçbir mükemmellikle kıyaslanamayacağını anlamak için yeterlidir. Bunu anlayan insan, cennet arzusu ve özlemiyle orayı hak edebilmek için çalışmaya başlayacak, kendisini cennetten uzaklaştıracak ve ebediyen mahrum bırakacak olan gaflet halinden ise, bütün gücüyle sakınacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder